KUZEY OSETYA

Sovyetler Birliği’nin son yıllarında milliyetçilik akımı Kafkasya’yı büyük ölçüde etkilerken birçok aydın Kuzey Osetya ÖSSC adının Alanların Orta Çağ krallıklarının ismi olan Alanya ile değiştirilmesi çağrısında bulundu. “Alanya” terimi; çeşitli kuruluşlar, televizyon kanalları, sivil ve siyasi kuruluşlar, yayınevleri, futbol takımları vb. aracılığıyla Osetlerin günlük yaşamında hızla popüler oldu. Kasım 1994’te “Kuzey Osetya Cumhuriyeti-Alanya” adı resmen cumhuriyetin ismi oldu.

KUZEY OSETYA EKONOMİK YAPI

Kuzey Osetya doğal kaynaklar bakımından zengin bir bölgedir. Başta çinko ve kurşun olmak üzere kalker, dolomit ve mermer rezervlerine sahip olan bölgede, çeşitli taş, kum ve çakıl türleri de bulunmaktadır. Bu bakımdan metalürji, gıda endüstrisi ve hafif sanayi kollarıyla bölge ekonomisi sanayi odaklıdır. Endüstri daha ziyade başkent Vladikavkaz’da yoğunlaşmıştır.

Cumhuriyette bir taraftan tarım geliştirilmeye çalışılırken diğer taraftan da elektronik endüstrisini restore etmek için adımlar atılmaktadır. Başlıca tarımsal ürünler mısır, buğday ve ayçiçeğidir. Ayrıca hayvancılık da yaygındır. Federal merkez (Moskova) tarafından sübvanse edilen Kuzey Osetya bütçesinin üçte ikisi Moskova’ya bağlıdır. Bu bağlamda, sosyal farklılaşmanın yüksek düzeyde olduğu Kuzey Osetya’da, özellikle gençler arasında işsizlik çok yaygındır.

Altyapı donanımı açısından yeterli imkânlara sahip olan Kuzey Osetya, son yıllarda kış ve sağlık turizmini güçlendirmek için çaba sarf etmektedir.

Kuzey Osetya toplumsal ve siyasi anlamda görece bir istikrara sahip olmakla birlikte, önünde çözmesi gereken pek çok sorun bulunmaktadır. Bunlar arasında toplumun düşük yaşam standartları, yolsuzluk, nepotizm ve genç neslin geleceğe dair umutsuzluğu ilk sıralarda sayılabilir. Bütün bunların bölge için ortak başlıklar olduğunu da belirtmek gerekir. Bu sorunların çözümü yerel liderlerin başarısı kadar, merkezî yönetim olan Rusya Federasyonu’nun alacağı kararlarla mümkün olabilecektir.

Kuzey Osetya Tarihi

Kuzey Kafkasya, Müslüman ve Hristiyan dünyanın buluştuğu ve Avrupa ile Asya’nın birbirinden ayrıldığı bir bölge olması sebebiyle jeopolitik olarak önemli bir konuma sahiptir; dolayısıyla bölge her zaman büyük devletlerin çıkarlarının çatıştığı bir coğrafya olagelmiştir.

16 ve 17. yüzyıllarda Kuzey Kafkasya, bu bölgede hâkimiyet kazanmaya çalışan Osmanlı ile İran Safavi Devleti arasında devam eden mücadeleye sahne olmuştur. Yine 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kuzey Kafkasya siyasi arenasına dâhil olan bir başka güç ise Rusya’dır. Çarlık Rusya ordusunda general olan ve aynı zamanda Kafkas Savaşı adlı kitabın yazarı olan Vasiliy Potto’ya göre, IV. İvan’dan başlayarak hemen hemen bütün Rus çarları, Kafkasya üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışmıştır; hatta “Kafkasya hâkimiyeti fikri, Rus tarihinde kalıtsal hâle gelmiştir.” Bununla birlikte, Rusya’nın Kuzey Kafkasya’ya yönelik dış politikasının temel amacı, 16. yüzyıl sonlarına doğru zaten yeterince zayıflamış olan İran ile askerî-politik bir ittifak kurarak Osmanlı’nın bu bölgedeki varlığına karşı koymak şeklinde gelişmiştir.

Rusya’nın Kuzey Kafkasya’yı istila etmesi kolay olmamış, bu süreç birkaç yüzyıla yayılmıştır. Bu istilaya karşı koymak için İmam Mansur, Gazi Muhammed, Hamzat Bek, Şeyh Şamil gibi liderler önderliğinde birçok defa bir araya gelen Kuzey Kafkasya halkları, 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar Rus istilalarına direnmiştir. 19. yüzyılla birlikte başlayıp yüzyılın ikinci yarısında (1864) sona eren Kafkas Savaşı neticesinde, yüz binlerce insan Osmanlı’ya sürgün edilmiş ve bölgede asırlar boyu devam eden siyasi, etnik, dinî ve kültürel düzen yıkılmıştır. Kafkas Savaşı’ndan sonra birkaç ayaklanma başlatılmışsa da bunlar Rusya tarafından kanlı bir şekilde bastırılmış ve 19. yüzyılın ikinci yarısında, Kuzey Kafkasya tümüyle Rusya’nın idari ve askerî hâkimiyetine girmiştir.

Beyaz ve Kızıl orduların arasında geçen Rus İç Savaşı’ndan (1917-1922) sonra ortaya çıkan kolektifleştirme ve komünist rejim dayatmaları sırasında ise; ulusal aydınların, Müslüman din adamlarının ve varlıklı ailelerin kitlesel imhası başlatılmıştır. Sovyetler Birliği yönetiminin izlediği bu politika, Kuzey Kafkasya’da önce örgütlü ayaklanmalara, daha sonra ise 2. Dünya Savaşı’na kadar mücadelesini sürdürecek olan partizan grupların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Erkek nüfusun neredeyse tamamının cephede bulunduğu 2. Dünya Savaşı yıllarında, çoğunlukla kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan Çeçen-İnguş ve Karaçay-Balkar halkları, Orta Asya’ya sürgün edilmiştir. Stalin’in ölümünden sonra Sovyetler Birliği’nde devlet baskıları azalamaya başlamış ve Nikita Kruşçev’in iktidarda bulunduğu 1957 yılından sonra da söz konusu halkların ana vatanlarına dönmelerine izin verilmiştir.

Entelektüelleri, ilim ve din adamlarını yok eden Sovyet yönetimi, Kafkasya insanını Rus öğretmenler aracığıyla sıradan bir Sovyet vatandaşına dönüştürmeyi planlamıştır. Nitekim 1960’lara gelindiğinde, bu planın başarıya ulaştığı düşünülmüş ve tüm bölge halklarının Sovyet ideallerine sadık birer yurttaş olduğu varsayılmaya başlanmıştır; ancak durumun hiç de göründüğü gibi olmadığı 1980’lerde anlaşılmıştır. Bu tarihlerde Glasnost (açıklık) ve Perestroika (yeniden yapılandırma) politikaları ile Sovyet yönetiminin azınlıktaki halklara uyguladığı baskıların ve sansürün hafiflemesi, hatta bazı üye devletlerin Sovyetler Birliği’nden ayrılmak üzere harekete geçmesi üzerine, Kuzey Kafkasya halkları arasında da ulusal hareketler ortaya çıkmıştır.

OSET (1)

Vyacheslav Zelimkhanovich Bitarov ( Rusça : Вячеслав Зелимханович Битаров , Oset : Битарты Зелимханы фырт Вячеслав ; 21 Şubat 1961 doğumlu, köy Verhny Sadon, Kuzey Osetya Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti , SSCB ) bir olduğunu Rus politikacı.

TANITIM VİDEOSU

Kuzey Osetya Cumhuriyeti

1957’de sürgünden dönmüş olan İnguşlar eski topraklarını Osetler’den geri almak istemişlerdir. Bu yüzden anlaşmazlık ve çatışmalar da yaşanmıştır. Ayrıca Gürcistan’dan tek yanlı ayrılıp bağımsızlık ilan eden Güney Osetya’dan da bir Oset sığınmacı akınına uğramıştır.

2008 yılında Rusya-Gürcistan savaşı sırasında Gürcistan ve Güney Osetya’dan kaçanların barınağı oldu.

Kuzey Osetya Coğrafyası

Cumhuriyet, Kuzey Kafkasya’da konumlanmıştır. Cumhuriyetin kuzey kısmı, Stavropol Ovası’nda yer almaktadır ve cumhuriyet topraklarının %22’si ormanlarla kaplıdır.

  • Yüzölçümü: 8.000 kilometrekare (3.100 sq mi)

  • Sınırlar:

    • İçeriden: Kabardino-Balkarya, Stavropol Krayı, Çeçenistan, İnguşetya.

    • Uluslararası: Gürcistan (Güney Osetya dahil; Mtsheta-Mtianeti, Raca-Leçhumi ve Kvemo Svaneti ve Şida Kartli)

  • En yüksek nokta: Kazbek Dağı (5.033 metre (16.512 ft))

  • Kuzey-güney mesafesi (maksimum): 130 kilometre (81 mi)

  • Doğu-batı mesafesi (maksimum): 120 kilometre (75 mi)